İsterseniz önce kitabın yazarını kısaca bir tanıyalım:
Paulo Coelho, kitaplarından önce tiyatro yönetmenliği, oyunculuk, şarkı sözü yazarlığı ve gazetecilik yapmış Brezilyalı bir yazardır. Marquez’in açtığı, “Büyülü Gerçekçilik” akımının duayenlerindendir. Hayatın anlamı ve içsel yolculuk temalı eserleriyle meşhurdur. En bilinen eseri “Simyacı” adlı eseridir ki duymayan, bilmeyen yoktur.
“Veronika Ölmek İstiyor “ yazarın en bilinen psikolojik kurgu eserlerinden biridir. Yazar, 20. yy başlarında casuslukla suçlanan Mata Hari ile avukatı arasındaki yazışmalardan yola çıkarak kurgulamıştır. Eseri yazarken, olayları Freud’un Psikanalitik bakış açısıyla incelemeyi hedeflemiştir.
Hem edebiyat ve sanat açısından dilin kullanımı hem de psikanalizi işleyişi bakımından incelenmeye değer bir eser olduğu bir gerçektir. Bu çalışmada detaylar hakkında fazla bilgi vermek istemesek de spolier olduğunu bilerek okumanız önerilir. Kitabı mutlaka okuduktan sonra bu çalışmanın altına yorumlarda kendi değerlendirmelerinizi yazabilirsiniz.
Veronika Ölmek İstiyor
Eser, genç ve güzel bir kız olan Veronika'nın, hayatın rutininden sıkılıp aniden intihar etme kararı almasıyla başlar. Ancak intihar girişimi başarısız olur ve Veronika kendisini Villete adında bir akıl hastanesinde bulur. Aslında oldukça kıvrak zekalı olduğu için de bu hastaneye uyum sağlamakta pek zorlanmaz.
Kısa zamanda, hastanedeki çeşitliliğiyle etkileşime girer. Hayatın anlamı, mutluluk ve özgürlük gibi kavramlar üzerine derin düşüncelere dalar. Bununla birlikte içsel bir yolculuğa çıkar. Böylece okuyucuyu içine çekmeyi başarır.
Hastane personeli ve diğer hastalarla olan ilişkileri, onun bakış açısını değiştirir. Kendi hayatına, duygularına ve düşüncelerine dair derinlemesine bir anlayış geliştirmesine yardımcı olur.
Doktoru Veronika’ya psikolojide “Plasebo” etkisi dediğimiz bir yöntem uygular. Buna göre kısa bir sure sonra Veronika’nın kalbi duracak ve ölecektir. O zamana kadar hayatını dilediği gibi ve tadına vararak yaşaması gerekmektedir. Bu teknik Veronika’nın kendi farkındalığını yakalamasının önünü açacaktır.
Veronika, duygusal iniş çıkışlarının, toplumsal baskının ve kişisel özgürlüğün anlamını keşfederken, okuyucu da onunla birlikte kendi düşüncelerini sorgulamaya yönlendirilir.
Eserin Psikolojik Açıdan İncelenmesi
"Veronika Ölmek İstiyor", psikolojik açıdan incelendiğinde, ana karakterin yaşadığı içsel çatışmalar, duygusal zorluklar ve toplumsal baskılar üzerinde odaklanır. Eserin en başından Veronika’nın aslında ne kadar kültürlü, eğitimli, sürekli kendini geliştirme modunda olduğu yazar.
Kitabın giriş kısmında tanıştığı yazar ve bir bilgisayar oyunu hakkındaki makalesi ile ilgili düşüncesi Veronika’nın kendisiyle yüzleşmesi hakkında ipi uçları vermektedir. Makalede rastgele seçtiği cümle dşüncelerini allak bullak etmektedir:
“Bu dünyada hiçbir şey rastlantı sonucu meydana gelmez.”
Bu cümleyi değerlendirme tarzından Veronika’nın anlam arayışının aslında hep var olduğunu okuruz. Veronika, Slovenya’nın nerede olduğunun bilinmemesi, Slovenler hakkında kimsenin bir şey bilmiyor olduğunu görmesi, hayatının anlamsızlığına bir ayrıntı olarak değerlendirmektedir.
Şimdi kitabın temel konularını ve karakterlerin psikolojik gelişimini anlamak için çeşitli psikolojik perspektiflerden bakmaya çalışalım:
Ana Karakterin Duygusal Durumu:
Veronika'nın intihar etme isteği, genellikle depresyon, umutsuzluk ve anlam kaybı gibi duygusal zorlukların bir sonucudur. Bu duygusal durumlar, ana karakterin içsel dünyasını anlamak için psikolojik bir bakış açısı sağlar.
Hissettiği boşluk, umutsuzluk ve tükenmişlik gibi duygusal durumlar, onun üzerindeki depresyonun etkilerini gösterir. İntihar etmeden önce odasını derleyip toparlamsı, temizlemesi; intihar anında kendisi hakkında söylenebilecekleri düşünmesi bu boşluğu en net ifade eden kısımlardır.
Zaman zaman karanlık düşünceler ve yaşamdan kopma hissi, Veronika’nın içsel dünyasının bir parçası haline gelmiştir. Ölmek istiyor fakat ölümünün olabildiğince az sıkıntı çıkarmasını da istiyorken hayatı ve yaşadıklarıyla ilgili kopma noktalarını güzelce ifade etmektedir.
Ölümü seçme kararıyla ilgili düşünceleri, içsel çatışmasını yansıtır. Kendi özgürlüğünü ve yaşamın anlamını sorgulama arasındaki mücadele, içsel çatışmasının bir örneğidir.
Veronika’nın bu sıkıntısı için Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) yöntemleri faydalı olabilir. Çünkü BDT, bireyin duygularının,düşüncelerinin, davranışlarını nasıl etkilediğini inceleyen kanıta dayalı bir yöntemdir. Olumsuz düşünce kalıplarını tanımlamayı ve daha rasyonel bakış açısı geliştirmeyi hedefler.
Kitapta hastanedeki doktorun Veronika’ya BDT uyguladığı okunmaktadır.
Toplumsal Baskı ve Normlar:
Eser, toplumun bireyler üzerindeki baskısını ve normlara uyum baskısını işler. Bu, sosyal psikoloji açısından incelenebilir ve bireyin kendi benliğini bulma çabasını etkileyen faktörlerin anlaşılmasına yardımcı olur.
Ne gibi baskılar olduğunu anlamak için Veronikanın yaşadığı toplumun genel kalıplarını, global çapta bireyler üzerindeki etkilerini, neden- sonuç etkisi kapsamında incelemek gerekir.
Her bireyin içine doğduğu toplumun dogmaları ve gelenekselliği ile mücadele ettiği bir dönemi olduğu düşünülürse, Veronika’nın baş bu normlarla baş edemediği için çareyi kendini imha etmekte bulduğunu okuruz.
Kitapta Veronika’nın en başta yetiştiği ailesiyle ilgili düşünceleri yaşadığı toplumun ne kadar baskıcı ve zorba olduğunun ip uçlarını vermektedir.İntihar ettikten sonra ailesinin ne düşüneceği hakkındaki şu cümlesi bunu en iyi açıklayan ifadedir:
“Kızlarının ölümüne er geç alışırlardı. Ama paramparça olmuş bir kafatasını unutmak imkânsızdı.”
Eserde Veronikanın hastalığının bu kısmında doktorun İnterpersonel Psikoterapi (IPT) yöntemlerini uyguladığını okumaktayız. Bu terapi yöntemi, problemli ilişkileri ve mevcut depresyon dönemiyle en yakından ilişkili olan durumları iyileştirmeye odaklanır.
İlişkileri anlamak, iletişim becerilerini geliştirmek ve destek sistemini güçlendirmek amacıyla kullanılan bu yöntem eserin sonuna doğru Veronika’da oldukça faydalı olmuş görünmektedir.
Karakter Gelişimi ve İçsel Yolculuk:
Veronika'nın yaşadığı içsel çatışmalar ve karakter gelişimi, psikanalitik bir bakış açısıyla incelenebilir. Bilinç dışı dürtüleri, çatışmaları ve savunma mekanizmaları, onun psikolojik evrimini anlamak için önemlidir.
İntihar ederken bile aslında yaşama sıkı sıkıya tutunduğunun okunduğu eserde kendileri ve toplumlarıyla çelişen her bireyin, dışardan aldıkları destekten ne beklediği açık ve net görülmektedir.
Doktorun uygulamalarını incelediğimizde, bilişsel terapi stratejilerini bilinçli farkındalık meditasyonuyla birleştirdiğini okuruz. Bu yönteme göre Veronika olumsuz düşüncelerini tanımlamayı ve daha sevgi dolu olmayı başarmaktadır.
Yaşamın Anlamı ve Varoluşsal Krizler:
Veronika'nın yaşamı sorgulama ve varoluşsal krizlerle mücadelesi, insanın yaşamın anlamını arayışını yansıtır. Bu, varoluşçu ve insanistik psikoloji açısından incelenebilir ve kişinin kendi varoluşsal gerçekliğiyle yüzleşme sürecini anlamak için önemlidir.
Bu durumda bireyler başta kendi varoluşsal süreçlerini gerçekleştirmeleri, sonrasında yaşadıkları toplumu anlama ve uyumlanma sürecini geliştirmeleri benzer krizler için çözüm önerisi olabilir.
Veronika aldığı destekleyici terapi ile içinde bulunduğu mevcut durumu anlamayı başarmaktadır. Zaten oldukça zeki ve kültürlü bir birey olduğundan empati ve destekleyici dinleme ile karşı karşıya olduğu depresif durumla başa çıkma stratejileri geliştirmektedir.
Sanat Terapisi ve İyileşme:
Eseri, sanat terapisi uygulamalarıyla ilişkilendirilerek inceleyelim:
Bilindiği üzere sanat terapisi, duygusal ifadeyi teşvik eder ve kişinin içsel dünyasına derinlemesine inmesine yardımcı olabilir. Sanat terapisinde yalnızca sözlü ifadeden farklı olarak duyusal, algısal, kinestetik ve sembolik yollarla dilin sınırlarını aşmaya yardımcı olacak kanallardan faydalanılır.
Görsel ve sembolik ifade, deneyimlerin dile getirilmesine yardımcı olur. Sanat terapisinde kişinin bireysel, aile, toplum ve iş yaşantısını daha verimli ve sağlıklı bir hale getirmek için sanatın yaratıcılığı kullanılır ve uygulamalı psikolojik teoriler ve teröpatik ilişki ön plandadır.
Veronika'nın içsel yolculuğu, sanat terapisi yöntemleriyle nasıl desteklenebileceği konusunda benzersiz bir bakış açısı sunabilir. Çünkü onun duygusal ifadesini güçlendirmeye ve içsel mücadelelerini sanat yoluyla dışa vurmaya ihitiyacı vardır.
Benzer sıkıntılarla yüzleşmek zorunda kalan bireyler ilk önce eseri belki birkaç defa okuyabilir. Kitap kulüpleri şeklinden ziyade, gurup terapisi formatıyla okunup birlikte değerlendirilebilir.
Eserdeki karakterler ile empati yaptırılarak eser yeniden okutulabilir. Bu empati süreci katılımcıların kendi iç dünyalarında değişiklikler yapacaktır. Oluşan hareketlenme, benzer şekilde iç sıkıntısı yaşayan, yaşadığı toplumdan bıkkınlık yaşayan, intihar eğiliminde olan bireylerin kendilerini iyileştirme süreci yaşayacakları şüphe götürmez bir gerçektir.
Sizler de bu eseri okuduysanız veya okumayı düşünürseniz değerlendirmelerinizi yorumlara yazınız.
Kitap atölyemizde görüşmek üzere....
Kaynak:
https://www.apa.org/depression-guideline/adults/
https://www.verywellmind.com/types-of-psychotherapy-for-depression-1067407
https://www.hiwellapp.com/blog/sanat-terapisi
Mesude Bozkurt / Klinik Psk. Uzmn