Blog

Ana Sayfa Blog Psiko-Sosyal The Lady of Shalott Şiiri ve Kadın

The Lady of Shalott Şiiri ve Kadın

The Lady Shalott şiiri Lord Alfred Tennyson tarafından Kral Arthur Efsanesi’ndeki kadın karakterlerden biri olan Elaine’den esinlenerek yazılmıştır. 1857 yılında Tennyson’un bu ve başka şiirlerinin yer aldığı bir resimli şiir kitabı yayınlanır. 
Tennyson'ın şiirinde, Lady Camelot yakınlarındaki bir adadaki kuleye hapsedilmiştir ve kuleden ayrılmamak veya pencerelerinden dışarı bakmamakla lanetlenmiştir. Bir goblen dokur ve dış dünyayı yalnızca arkasındaki bir aynadaki yansımalardan izler. Lady bir gün aynasında "cesur Sir Launcelot"u görür ve yakışıklı şövalyenin görüntüsü ve şarkı söyleme sesi onu tezgahından uzaklaştırarak pencereye çeker, "ayna bir yandan diğer yana çatlarken" lanet gerçekleşir. Nehirden bir tekneyle geçmek için kuleden ayrılır, ancak Camelot'a varmadan önce ölümle karşılaşır.
Tennyson’un şiirinin 19. yüzyıl İngiltere’sinde Pre-Raphaelite’ler grubunun ilgisini çekmesi üzerine sanatçılar Lady Shalott’un hikayesini bakış açılarına göre tuvale dökerler. 
Victoria Dönemi’nin özelliklerini taşıyan bu resimlerde Shalott Lady’si; cinselliği tabulaştıran toplumu, kadının yerini ve ideal kadın tipinden beklenenleri, beklentilere uymayan sınırların dışına çıkmak isteyenlerin “fallen women” olarak nitelendirildiğini sembolize eder.
Victoria Dönemi kadın tipinin dışında orta sınıf ahlakçı toplumun hiç onaylamadığı işçi sınıfı kadınları Sanayi Devrimi’yle erkeklerle beraber fabrikalarda, imalathanelerde çalışma imkanı bulan eşit işe eşit ücret alamayan, bunun yanında birçok tacize, tecavüze maruz kalırdı. Toplumun ahlak yapısınca çalışan kadınların orta sınıfın evinde oturan, evinin temizliği düzeni ile ilgilenen kadınlarından ayrı tutulması gerekliydi. Victoria Dönemi aynı zamanda cinsiyet rollerinde mücadele dönemidir. 
Toplum yapısı erkek egemen toplumların çifte standart probleminin dolayısıyla kadının ve kadının toplumdaki konumunun erkekler tarafından tanımlandığı ve belirlendiği bir dönemde Tennyson’un kahramanı Shalott Leydisi figürü önemlidir.
Pre-Raphaelite’ler grubunun resimlerinde Lady kötü şöhretli bir kadın değil, aksine özgürlüğünün peşinden yitip giden bir isyankar konumundadır. Tennyson hikayayi aslından değiştirerek Leydi’yi kendi kaderinin efendisi olarak göstermek ve bu yolla kadınların toplumda en az erkekler kadar eşit durumda olduklarının altını çizmek olarak da okunabilir. * 
The Lady of Shalott şiirinin akışına göre resimleri inceleyelim.
“Geniş, berrak alnı güneş ışığında parlıyordu;
Cilalı toynakları üzerinde savaş atı gibi yürüyordu;
Miğferinin altından akıyordu
Bindiği sırada kömür karası bukleleri,
Camelot'a doğru giderken.
Kıyıdan ve nehirden
Kristal aynaya doğru parladı,
"Tirra lirra" nehrin kenarında
Sir Lancelot söyledi.”

   
Lady Lancelot’i ilk gördüğü anı simgeleyen iki resimden soldaki Sidney Harold Meteyard, “Gölgelerden Bıktım” dedi Shalott Lady’si, sağdaki John William Waterhouse, “Gölgelerden Bıktım” dedi Shalott Lady’si isimli çalışmalarda Lady çaresiz durumda bir karakter olarak ele alınır. Hikaye de Shalott Lady’sinin toplumun değerleri kadına biçtiği roller, erkek egemen dünyası gereği şatoda hapis halde yaşaması gerektiğini aksi halde bu dayatma ve dogmalara başkaldırarak özgürce iradesi ile hareket etmesi halinde lanetlenerek öleceğini ifade etmektedir.   
Lynn Nead 1984 yılında yazdığı makalede Victoria döneminin ahlak anlayışına yaklaşımını şöyle özetler; “Victoria Dönemi ahlak anlayışı iyi kurulmuş tanıdık bir konsepte sahiptir, toplum baskıcı ve iki yüzlüdür, alenen sert ve kesin iffet kurallarını savunurken, özelde ise muazzam bir pornografi kullanımı ve desteği mevcuttur.” 
Meteyard’ın Lady tasviri aynadaki soluk yansımadan isminden de anlaşıldığı üzere gerçek olmayan “Gölgelerden” bıkan bir kadın. Biryandan dönemim ideal kadınına yakın bir düzen görülür etraf temiz ve toplu çiçeklerle ferah bir ortam oluşturulmuş sanki boyun eğmiş dönemin verdiği tüm kadın rollerine ancak Lady gerçeklikten kopmuş, bıkmış ve umursamaz görünüyor. Lanete karşı gelerek aynaya bakmayacak ve bedeni yaşayacak belki ama tüm yaşama sevincini, arzularını şatoda ve sahte gölgelerde öldürmüş gibi. 
Waterhouse’un Lady’si yaptığı işten bunalmış, elleri başının arkasında sanki bir karar verme aşamasında görünüyor. Kırmızı kıyafetinde canlı renkleri ağırlıkta, odanın içi karanlık, dağınık ve sıkışmış bir halde.
“Ağdan ayrıldı, tezgahtan ayrıldı,
Odanın içinde üç adım attı,
Nilüferin çiçek açtığını gördü,
Miğferi ve tüyü gördü,
Camelot'a baktı.
Ağ dışarı fırladı ve genişçe süzüldü;
Ayna bir yandan diğer yana çatladı;
"Lanet üzerime geldi" diye haykırdı
 Shalott Hanımı.”

 
William Holman Hunt, Shalott Lady’sin de arkasında çatlamış ayna ile lanetin gerçekleştiğini dağılan ve bedenine dolanmış iplerden kurtulmaya çalışan bir kadın görürüz, dokuması ona karşı savaşır gibidir, sanki o iplerden kurtulmaya çalışırken, kendisi de içine hapsolur. Saçlarının gür olması arzularının yüksek olduğu ve dönemdeki  “fallen women”  temsili gibi dağınık resmedilmiştir. Lady yılan başlı bir figüre basarken betimlenişi Adem ve Havva’ya bir göndermedir ve de Havva’nın Adem’i baştan çıkarışı Lady’nin günahkar rolü ile desteklenmiştir. Dönemindeki zarif ve zayıf kadın figürünün aksine kaslı ve güçlüdür, çünkü geçmek istediği dünya ekstra güç gerektiren bir yerdir. 
 
Waterhouse’ın “Shalott Lady’si Lancelot’a Bakıyor” başlıklı resmi de Lady meraklı ve heyecanla doğrulmuş yine iplere sarılmış durumda ama elinde makası var kurtulması ve çıkması bir kaos oluşturmayacak. Bakışları dönemindeki erkekler gibi direk bakıyor meydan okurcasına lanet gerçekleşse de son hamlesinden memnun bir ifade var yüzünde. 
“Aşağı indi ve bir tekne buldu
Su üstünde bırakılmış bir söğüdün altında,
Ve pruvanın etrafında şöyle yazdı
Shalott Hanımı .
Ve nehrin loş genişliğinde,
Trans halindeki cesur bir kahin gibi
Bütün kendi talihsizliklerini görünce--
Cam gibi bir yüzle
Camelot'a mı baktı?”
 
The Lady of Shalott şiirinden esinlenerek oluşturulan en bilenen eser 1888’de John William Waterhouse’ın yaptığı The Lady of Shalott yağlı boya tablosudur. Hunt’un aksine Waterhouse’ın Lady’si arzusuna yenilen lanetli bir figür değildir. Lady, Orta Çağ’a ait uzun kollu; saflığı ve bekareti simgeleyen beyaz elbisesiyle sakin bir halde kayıkta oturur. Sonbaharın ölü yaprakları sona gelindiğini, elinde tuttuğu zincir özgürlüğe açılışı, yanan tek mum ve çarmıha gerilmiş İsa imgesi Lady’ye son yolculuğunda eşlik etmektedir. 
Lord Alfred Tennyson’un The Lady Shalott şiiri aslı olan Kral Arthur Elaine’den oldukça farklı ele alınmıştır. Erkek egemen toplumda bir kurban olan Elaine, The Lady Shalott olarak başkaldıran tüm baskılara rağmen boyun eğmeyen, ölümü dahi göze alan güçlü bir kadına evirilmiştir. 
Sizce bugün yazılsaydı bu şiir toplumun şartlarına göre Elaine’ne nasıl bir karakter ve rol verilirdi?

•    Bkz: https://en.wikipedia.org/wiki/La_Damigella_di_Scalot 


Erkal, O. (2020) 19. Yüzyılda Edebiyat Ve Resmi Buluşturan Kadın Figürü: Lord Alfred Tennyson’un Shalott Leydisi Uyarlamalar, Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 5 Sayı 2, AIltınbaş Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi,  İstanbul
https:// poetryfoundation.org/poems/45359/the-lady-of-shalott-1832,

The Lady Shalott şiiri Lord Alfred Tennyson tarafından Kral Arthur Efsanesi’ndeki kadın karakterlerden biri olan Elaine’den esinlenerek yazılmıştır. 1857 yılında Tennyson’un bu ve başka şiirlerinin yer aldığı bir resimli şiir kitabı yayınlanır. 
Tennyson'ın şiirinde, Lady Camelot yakınlarındaki bir adadaki kuleye hapsedilmiştir ve kuleden ayrılmamak veya pencerelerinden dışarı bakmamakla lanetlenmiştir. Bir goblen dokur ve dış dünyayı yalnızca arkasındaki bir aynadaki yansımalardan izler. Lady bir gün aynasında "cesur Sir Launcelot"u görür ve yakışıklı şövalyenin görüntüsü ve şarkı söyleme sesi onu tezgahından uzaklaştırarak pencereye çeker, "ayna bir yandan diğer yana çatlarken" lanet gerçekleşir. Nehirden bir tekneyle geçmek için kuleden ayrılır, ancak Camelot'a varmadan önce ölümle karşılaşır.
Tennyson’un şiirinin 19. yüzyıl İngiltere’sinde Pre-Raphaelite’ler grubunun ilgisini çekmesi üzerine sanatçılar Lady Shalott’un hikayesini bakış açılarına göre tuvale dökerler. 
Victoria Dönemi’nin özelliklerini taşıyan bu resimlerde Shalott Lady’si; cinselliği tabulaştıran toplumu, kadının yerini ve ideal kadın tipinden beklenenleri, beklentilere uymayan sınırların dışına çıkmak isteyenlerin “fallen women” olarak nitelendirildiğini sembolize eder.
Victoria Dönemi kadın tipinin dışında orta sınıf ahlakçı toplumun hiç onaylamadığı işçi sınıfı kadınları Sanayi Devrimi’yle erkeklerle beraber fabrikalarda, imalathanelerde çalışma imkanı bulan eşit işe eşit ücret alamayan, bunun yanında birçok tacize, tecavüze maruz kalırdı. Toplumun ahlak yapısınca çalışan kadınların orta sınıfın evinde oturan, evinin temizliği düzeni ile ilgilenen kadınlarından ayrı tutulması gerekliydi. Victoria Dönemi aynı zamanda cinsiyet rollerinde mücadele dönemidir. 
Toplum yapısı erkek egemen toplumların çifte standart probleminin dolayısıyla kadının ve kadının toplumdaki konumunun erkekler tarafından tanımlandığı ve belirlendiği bir dönemde Tennyson’un kahramanı Shalott Leydisi figürü önemlidir.
Pre-Raphaelite’ler grubunun resimlerinde Lady kötü şöhretli bir kadın değil, aksine özgürlüğünün peşinden yitip giden bir isyankar konumundadır. Tennyson hikayayi aslından değiştirerek Leydi’yi kendi kaderinin efendisi olarak göstermek ve bu yolla kadınların toplumda en az erkekler kadar eşit durumda olduklarının altını çizmek olarak da okunabilir. * 
The Lady of Shalott şiirinin akışına göre resimleri inceleyelim.
“Geniş, berrak alnı güneş ışığında parlıyordu;
Cilalı toynakları üzerinde savaş atı gibi yürüyordu;
Miğferinin altından akıyordu
Bindiği sırada kömür karası bukleleri,
Camelot'a doğru giderken.
Kıyıdan ve nehirden
Kristal aynaya doğru parladı,
"Tirra lirra" nehrin kenarında
Sir Lancelot söyledi.”

   
Lady Lancelot’i ilk gördüğü anı simgeleyen iki resimden soldaki Sidney Harold Meteyard, “Gölgelerden Bıktım” dedi Shalott Lady’si, sağdaki John William Waterhouse, “Gölgelerden Bıktım” dedi Shalott Lady’si isimli çalışmalarda Lady çaresiz durumda bir karakter olarak ele alınır. Hikaye de Shalott Lady’sinin toplumun değerleri kadına biçtiği roller, erkek egemen dünyası gereği şatoda hapis halde yaşaması gerektiğini aksi halde bu dayatma ve dogmalara başkaldırarak özgürce iradesi ile hareket etmesi halinde lanetlenerek öleceğini ifade etmektedir.   
Lynn Nead 1984 yılında yazdığı makalede Victoria döneminin ahlak anlayışına yaklaşımını şöyle özetler; “Victoria Dönemi ahlak anlayışı iyi kurulmuş tanıdık bir konsepte sahiptir, toplum baskıcı ve iki yüzlüdür, alenen sert ve kesin iffet kurallarını savunurken, özelde ise muazzam bir pornografi kullanımı ve desteği mevcuttur.” 
Meteyard’ın Lady tasviri aynadaki soluk yansımadan isminden de anlaşıldığı üzere gerçek olmayan “Gölgelerden” bıkan bir kadın. Biryandan dönemim ideal kadınına yakın bir düzen görülür etraf temiz ve toplu çiçeklerle ferah bir ortam oluşturulmuş sanki boyun eğmiş dönemin verdiği tüm kadın rollerine ancak Lady gerçeklikten kopmuş, bıkmış ve umursamaz görünüyor. Lanete karşı gelerek aynaya bakmayacak ve bedeni yaşayacak belki ama tüm yaşama sevincini, arzularını şatoda ve sahte gölgelerde öldürmüş gibi. 
Waterhouse’un Lady’si yaptığı işten bunalmış, elleri başının arkasında sanki bir karar verme aşamasında görünüyor. Kırmızı kıyafetinde canlı renkleri ağırlıkta, odanın içi karanlık, dağınık ve sıkışmış bir halde.
“Ağdan ayrıldı, tezgahtan ayrıldı,
Odanın içinde üç adım attı,
Nilüferin çiçek açtığını gördü,
Miğferi ve tüyü gördü,
Camelot'a baktı.
Ağ dışarı fırladı ve genişçe süzüldü;
Ayna bir yandan diğer yana çatladı;
"Lanet üzerime geldi" diye haykırdı
 Shalott Hanımı.”

 
William Holman Hunt, Shalott Lady’sin de arkasında çatlamış ayna ile lanetin gerçekleştiğini dağılan ve bedenine dolanmış iplerden kurtulmaya çalışan bir kadın görürüz, dokuması ona karşı savaşır gibidir, sanki o iplerden kurtulmaya çalışırken, kendisi de içine hapsolur. Saçlarının gür olması arzularının yüksek olduğu ve dönemdeki  “fallen women”  temsili gibi dağınık resmedilmiştir. Lady yılan başlı bir figüre basarken betimlenişi Adem ve Havva’ya bir göndermedir ve de Havva’nın Adem’i baştan çıkarışı Lady’nin günahkar rolü ile desteklenmiştir. Dönemindeki zarif ve zayıf kadın figürünün aksine kaslı ve güçlüdür, çünkü geçmek istediği dünya ekstra güç gerektiren bir yerdir. 
 
Waterhouse’ın “Shalott Lady’si Lancelot’a Bakıyor” başlıklı resmi de Lady meraklı ve heyecanla doğrulmuş yine iplere sarılmış durumda ama elinde makası var kurtulması ve çıkması bir kaos oluşturmayacak. Bakışları dönemindeki erkekler gibi direk bakıyor meydan okurcasına lanet gerçekleşse de son hamlesinden memnun bir ifade var yüzünde. 
“Aşağı indi ve bir tekne buldu
Su üstünde bırakılmış bir söğüdün altında,
Ve pruvanın etrafında şöyle yazdı
Shalott Hanımı .
Ve nehrin loş genişliğinde,
Trans halindeki cesur bir kahin gibi
Bütün kendi talihsizliklerini görünce--
Cam gibi bir yüzle
Camelot'a mı baktı?”
 
The Lady of Shalott şiirinden esinlenerek oluşturulan en bilenen eser 1888’de John William Waterhouse’ın yaptığı The Lady of Shalott yağlı boya tablosudur. Hunt’un aksine Waterhouse’ın Lady’si arzusuna yenilen lanetli bir figür değildir. Lady, Orta Çağ’a ait uzun kollu; saflığı ve bekareti simgeleyen beyaz elbisesiyle sakin bir halde kayıkta oturur. Sonbaharın ölü yaprakları sona gelindiğini, elinde tuttuğu zincir özgürlüğe açılışı, yanan tek mum ve çarmıha gerilmiş İsa imgesi Lady’ye son yolculuğunda eşlik etmektedir. 
Lord Alfred Tennyson’un The Lady Shalott şiiri aslı olan Kral Arthur Elaine’den oldukça farklı ele alınmıştır. Erkek egemen toplumda bir kurban olan Elaine, The Lady Shalott olarak başkaldıran tüm baskılara rağmen boyun eğmeyen, ölümü dahi göze alan güçlü bir kadına evirilmiştir. 
Sizce bugün yazılsaydı bu şiir toplumun şartlarına göre Elaine’ne nasıl bir karakter ve rol verilirdi?

•    Bkz: https://en.wikipedia.org/wiki/La_Damigella_di_Scalot 


Erkal, O. (2020) 19. Yüzyılda Edebiyat Ve Resmi Buluşturan Kadın Figürü: Lord Alfred Tennyson’un Shalott Leydisi Uyarlamalar, Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 5 Sayı 2, AIltınbaş Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi,  İstanbul
https:// poetryfoundation.org/poems/45359/the-lady-of-shalott-1832,
https://gelenek.org/tarih-boyunca-kadina-farkli-bakislar/
İstanbulluoğlu, D. (2019) 19. Yüzyılda Kral Arthur Efsanesi’nin Ele Alınışı ve Görsel Sanatlarda Temsili yayınlanmamış yüksek lisans tezi İstanbul: T.C. İstanbul Üniversitesi,
Nead, L. (1984) The Magdalen in Modern Times: The Mythology of the Fallen Woman in Pre- Raphaelite Painting, Oxford Art Journal Cilt 7 Sayı 1, s.(26-37) http://www.jstor.com/stable/1360063,
Tennyson, A. (2020) Lady of Shalott, Poetry Foundation içinde, https://www.poetryfoundation.org/ poems/45359/the-lady-of-shalott-1832,

https://gelenek.org/tarih-boyunca-kadina-farkli-bakislar/
İstanbulluoğlu, D. (2019) 19. Yüzyılda Kral Arthur Efsanesi’nin Ele Alınışı ve Görsel Sanatlarda Temsili yayınlanmamış yüksek lisans tezi İstanbul: T.C. İstanbul Üniversitesi,
Nead, L. (1984) The Magdalen in Modern Times: The Mythology of the Fallen Woman in Pre- Raphaelite Painting, Oxford Art Journal Cilt 7 Sayı 1, s.(26-37) http://www.jstor.com/stable/1360063,
Tennyson, A. (2020) Lady of Shalott, Poetry Foundation içinde, https://www.poetryfoundation.org/ poems/45359/the-lady-of-shalott-1832,