Blog

Ana Sayfa Blog Psiko-Sosyal Özsaygı ve Narsizm-1
ÖZSAYGI VE NARSİSİSZM-1
Son zamanlarda birbiri yerine kullanılan ve net bir açıklama ya da açık bir çerçevesi olmayan
narsisizm ve özsaygı konularını ele alacağız. Yazıma başlamadan önce şunu belirtmeliyim ki bu
narsisizm kavramı ve konusu hakkında yazmak, okumak, konuşmak beni hiç memnun etmiyor.
Sebebi son yıllarda (son dediğime bakmayın yaklaşık 20 seneden bahsediyorum) bu narsisizm
kavramının ağızlara sakız edilmiş olması.
 
Evet içerisinde yaşamış olduğumuz toplum narsisistik  yapılanmaya veya sorunlara zemin hazırlama konusunda bir hayli başarılı olsa bile bunun bu kadar  çok dillendirilen bir kavram olmasını gerektirmiyor sanki. Herkesin herkesi narsisistik olmak ile  suçladığı şu cahil dünyaya gelin bir ışık tutalım ve yazımızın ilkinde biraz daha kavramları  birbirinden ayıralım..
 
Türk Dil Kurumu’na göre “özsaygı” dediğimiz kavram insanın kendine duyduğu saygı, onur,
haysiyet, izzetinefis anlamına gelir. “Narsisizm” kavramı ise özseverlik yani kişinin kendi bedensel  ve/veya zihinsel benliğine karşı duyduğu hayranlık ve bağlılık olarak tanımlanmaktadır. Bunlarla  birlikte genel olarak özsaygı kavramına atfedilen anlamlara baktığımızda daha çok kişinin ne kendi  kişiliğini alçaltması ne de bunu bir başkasının yapmasına müsade vermemesidir.
 
Narsisizm ise kişinin kendine duyduğu bu hayranlığın sonucu olarak kendini diğerlerinden daha
üzeride görmesidir. Narsisizm aslında bir kendiliğe bakış kusuru olarak da söylenilebilir.
Narsisizm terimini de, sudaki kendi yansısına aşık olmuş ve bu imgenin hiçbir şekilde
doyuramadığı bir tür özlem duygusu yüzünden sonunda ölmüş bir genç olan Narsissus'a ilişkin
Yunan mitinden almıştır. Burada bir mitten alınması tesadüf değildir. Narsisist herhangi bir halk
hikayesinden çıkmaz bir mitten varolur.
 
Narsisistik kişilik, özsaygıyı dışarıdan onay alarak sürdürme çabasında olan kişilik tipidir. Burada  bahsedilen onaylanma ihtiyacı ortalama bir insanın onay ihtiyacından çok daha fazladır ki bu onları  diğer insanlardan farklı ve patolojik kılar. Devamlı olarak ilgiye muhtaç olmaları (ilgiye yapışık  olmaları) çevrelerindeki insanlar açısından dezavantajlı bir durumdur.
 
Gelişimlerine (ya da gelişememelerine) bakacak olursak takıldığı psikoseksüel evre oral dönemdir.  Doğduğu günden itibaren onun emrinde olan sadece onun besin değil kişisel zevkini tatmin etmek için bile istediği zamanlarda alabildiği ve hakim olduğu meme birden annenin yani başka birinin kararı ile onun elinden alınmıştır ve kendiside tıpkı sıradan insanlar gibi beslenmeye başlamıştır.
 
Bu  narsisizmin gelişimi açısından güzel bir zemindir. Çünkü o ki istediği zaman başkasına ait bir  organı istediği şekilde belki emerek belki ısırarak belki çekiştirerek canı nasıl isterse öyle
kullanırken o memenin sahibi olan sıradan insan bu kudrete isyan etmiş karşı çıkmıştır (isyan ve  karşı çıkma burada narsisistin gözünden olan tabirler) ve onu yani kudretini narsisistin elinden çekip almıştır. Yine de narsisizm normal bebeksi büyüklenmeciliğe saplanma durumu olarak değil, ilişkilerde yaşanmış erken dönem hayal kırıklıklarını telafi edici bir durumdur.
 
Sadece oral döneme fiske olma ile değil çocuğun sürekli eleştiriye maruz kaldığı bir aile ortamı
yahut kalıtımsal aktarım ile de bu patoloji kişide ortaya çıkabilir. Bazen de travmaya maruz kalmış ebeveynlerin çocukları, genellikle belli düzeyde bir kimlik karmaşası ve muğlak utanç ve boşluk duygularıyla büyürler (bkz. Fogelman & Savran, 1979; Bergmann, 1985; Fogelman, 1988).  Bu utanç ve boşluğu karakter patolojisi seviyesinde narsisistik örüntüsü ile kapatabilirler.
 
KAYNAKÇA
1. Türk Dil Kurumu. (2024). Özsaygı. TDK Anahtar. http://www.tdk.gov.tr/index.php?
option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.6068b07cf04074.47058188
2. Türk Dil Kurumu. (2024). Narsisizm. TDK Anahtar. http://www.tdk.gov.tr/index.php?
option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.6068b08656a536.42373379
3. Fogelman, P., & Savran, J. (1979). The psychoanalytic treatment of narcissistic personality
disorders: Strategies and techniques. Jason Aronson.
4. Bergmann, M. S. (1985). The anatomy of loving: The story of man's quest to know what love is.
Columbia University Press.
5. Fogelman, P. (1988). A child's journey through placement. Jessica Kingsley Publishers.
 
A. Duygu Bekar/ Uzm. Psk. Danışman