Sinema terapi, bireylerin duygusal, zihinsel ve sosyal iyilik hallerini desteklemek amacıyla sinemanın öğelerini terapötik bir süreç içinde kullanma pratiğidir. Bu terapi türü, bireyin duygusal deneyimleri üzerinden derinlemesine keşif yapma ve kendini daha iyi anlama amacını taşımaktadır.
Sanat terapisinin bir meslek olarak ilk tanımı 1915 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Margaret Naumburg tarafından yapılmıştır. Geliştirmiş olduğu yöntem ve ilkeleri ilk defa New York üniversitesinde 1958 yılında ders olarak okutulmasını sağlamıştır.
Filmlerde karakterlerin yaşadıklarıyla özdeşleşen insanların ruhsal yönelimlerini, duygusal reaksiyonlarını yansıtmakta olan Sinematerapi ise Gary Solomon, Birgit Woltz ile Türkiye’de ise Mehmet Fuat Ulus, Faruk Gençöz öncülüğünde geliştirilmiştir.
SinemaTerapi’nin faydalarını kısaca belirtmek gerekirse:
- Sorunları ve bu sorunların çözüm yollarını tanımlamada yardımcı olur.
- Filmde yer alan karakterler üzerinden olumlu rol modelleri sağlayabilir.
- Kişisel gelişim sürecine yardımcı olur.
- Bilinçsiz ve bastırılmış duyguları açığa çıkarır
- İlham ve motivasyon kaynağı olabilir.
- Eğitim ve öğretim yolu olarak kullanılabilir.
Sinema Terapisinin Terapötik Sürece Katkıları:
Duygusal İfadenin Teşviki:
Sinema terapisi, bireylerin duygusal ifadelerini serbest bırakmalarına yardımcı olur. Filmdeki karakterler, hikayeler ve sahneler, izleyiciye kendi duygusal dünyasını keşfetme fırsatı sunar.
Duygular sürekli bir dalgalanmaya müsaittir. Her birey yaşadığı bu duygusal dalgalanmaları anlamlandırmak ihtiyacındadır. Dolayısıyla sinematerapi bu ihtiyacı karşılamada oldukça verimli bir zemin sunmaktadır.
Empati Geliştirme:
Film, farklı karakterlerin yaşadığı çeşitli zorlukları ve duygusal deneyimleri izleyiciye aktarır. Bu, bireyin empati yeteneğini geliştirerek başkalarının duygusal deneyimlerini daha iyi anlamasına katkı sağlar.
Yaşadıklarının anlaşılmasını ve karşılık görmek isteyen her birey, en azından film sahnelerinde bunun daha kolay olduğunu görürler. İnsanlara kendilerini anlatmaya çalışmak yerine, birlikte izlenen filmle daha rahat anlaşılabileceklerini bilirler.
Kişisel Refleksiyonu Teşvik:
Sinema terapisi, bireylerin kendi yaşantılarına benzerlik gösteren film öğeleri üzerinden düşünmelerini teşvik eder. Bu, kişisel anlamda derinleşmeyi ve öz-farkındalık gelişimini destekler.
Freud’un bilinçaltı çalışmalarından yola çıkarak denilebilir ki; gizli arzular, korkular, öfkeler, isyanlar daha çok bilinçaltında dışavurmaktadır.
“Filmlerde buna benzer; psikolojik kimliklerin karakterlerin birbirleriyle veya nesnelerle ilişkileri, kriz ve çatışma gibi dinamikleri çözüm yollarının nasıl biçimlendiği üzerine izleyiciye ders verebilir, özeleştiri yapmasını sağlayabilir.”
İletişim Becerilerini Güçlendirme:
Film, karmaşık duygusal durumları anlatma ve ifade etme biçimleri üzerinden iletişim becerilerini güçlendirir. İzleyici, filmdeki karakterlerle duygusal bir bağ kurarak iletişim becerilerini geliştirebilir.
Bazı filmler gerçekten güçlü ve iyi iletişim modelleri sunmaktadır. Özellikle iletişim kurulmak istenen kişilerle birlikte izlendiği zaman, o kişiye vermek istenen mesajı filmin bir karakteri daha sağlıklı şeklide iletmiş olabilir.
Stresle Başa Çıkma Yeteneklerini Artırma:
Film, gerilimli durumları ve zorlu yaşam koşullarını görsel olarak sunarak, bireyin stresle başa çıkma yeteneklerini güçlendirebilir. Bu, günlük yaşamın zorluklarına daha etkili bir şekilde tepki verme konusunda yardımcı olabilir.Günlük yaşamın rutinlerinden, sorumluluklarndan, üstesinden gelinemeyen ağırlıklarla muhatap olmaktan sıkılan bireyler, bir film molası ile içinde bulunduğu stresle başa çıkabildiği en çok görünen etkilerindendir.
Grup Terapisi İçin Kullanım:
Sinema terapisi, bireylerin bir araya geldiği grup terapi oturumlarında da etkili bir şekilde kullanılabilir. Grup içinde film analizi, katılımcıların birbirleriyle duygusal bağ kurmalarını ve desteklemelerini sağlar.
Aynı zamanda kendi hyaşantıları ile ilgili olarak da çıkarımlarda bulunmalarını kolaylaştıracak paylaşımlarda bulunabilirler.
Anlatı Terapisi:
Filmler, çeşitli anlatı yapılarına sahiptir. Bu anlatılar, bireyin kendi yaşam öyküsünü düzenleme ve anlama sürecinde kullanılabilir. İzleyici, filmdeki karakterlerin gelişimi üzerinden kendi hayatına dair anlamlar çıkarabilir.
Kendi yaşantısı için gerekli olan düzenlemelerin sonuçlarını filmin karakterleri ve olay örgüsü üzerinden kolayca tespit edebilir.
Sonuç olarak; gelişen teknoloji ile birlikte artan ruhsal ve psikolojik sorunların çözüm önerilerinden biri de sinematerapidir. Ulaşımı ucuz ve kolay olan bir terapi yöntemi olarak psikoloji literatüründeki yerini sonuna kadar hak ediyor denilebilir.
Film atölyemize katılmak isterseniz yerinizi şimdiden ayırtınız.
Faydalanılan Kaynak: İletişimde “Serbest Yazılar”
Mesude Bozkurt / Klinik Psk.Uzmn